28 Haziran 2011 Salı

Karay Türkleri

Litvanya ile ilgili beni çok heyecanlandıran konulardan bir tanesi de, bugün sayıları 200'den fazla olmayan Karay'lardır. Hazar Boyu'na mensup Karay'ların Litvanya'ya 600 yıl önce Grand Duke Vytautas tarafından getirildiği söylenir. Vytautas zamanında sınırları Karadeniz'e inen Litvan İmparatorluğu'nu korumak amacıyla, savaşçılıkları ile nam salan Türkler'in, Kırım'dan getirilerek sınır boylarına ve bir kısmının da sarayı korumak amacı ile Trakai'ye getirildiği kaynaklarda yer almaktadır. 14. yüyıldan bu yana Litvanya'da yaşayan bu Türkler'in çoğunluğu müslüman olsa da - Kırk Tatar köyünde yaşarlar, onlarla ilgili de yazacağım-, Trakai'dekiler musevi inanışını benimsemişlerdir. Litvanya'ya gelişlerini kendileri şöyle açıklarlar:

"Vatat Biy sofunda ondórtúnčú yúzyïlnïn da bašlaýïnda onbešinči yúzyïlnïn tirildi, yomaxlarïna kórà bar dunyanïn ol keltirdi karaylarnï Krïmnïn yanïndan, Kara Tengiznin yanïndan, da olturyuzdu karaylarnï bunda Troxta. Berdi karaylarya kóp yer ki bolyey nesindàn tirilmà karaylarya."

Karay kelimesinin Arapça & İbranice kökenli, "okumak - kıraat etmek" anlamına gelen Karae'den geldiği söylenir. Diğer Yahudiler gibi, Tevrat'a inanmayıp Eski Ahid'i baz aldıkları için, Hazar Musevileri'ne bu adın verildiği kabul edilir. (Tevrat'ın tahrip edildiğine inanırlar, 10 Emir'i uygularlar.) Mezheplerinin kurucusu Bağdat'lı bir haham olan Anan Ben David'dir. Tevrat tahrip edildiği için yeni bir mezhep kuran Ben David, şikayet üzerine hapse atılır. Cezaevinde oda arkadaşı, Hanefilik mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanefi'dir. Mezhebinin temelini oluştururken, ondan çok etkilendiği söylenir. Hz. İsa'yı ve Hz. Muhammed'i de peygamber olarak kabul ederler. İbadethaneleri (Kenesa) İslami motifler barındırır ve biz gibi ayakkabısız girerler. Tanrı'larına, diğer Yahudiler gibi Yehova değil, "Tengri" derler. Günümüzde, çeşitli coğrafyalara yayılmış olan Karay'ların Türkiye'deki temsilcileri Hasköy civarında yaşarlar. (Karaköy'ün adını Karay'lardan aldığı kabul edilir.) Sefarada mezarlığının bir köşesinde Karay'lara ayrılmıştır.

Litvanya'ya turistik/eğitim/iş ne amaçla giderseniz gidin, mutlaka ama mutlaka Trakai'ye uğrayın. Vilnius'a 25km mesafedeki bu yer zaten oldukça turistik. Müthiş bir gölü ve gölün ortasında da oldukça görkemli bir kalesi var. Kalenin içerisindeki müzedeki Türk & Müslüman izlerini de göreceksiniz zaten. Kaleden dönerken, köprüyü geçtikten sonra, solunuzda tursitik eşya satan yerler vardır. Sola doğru devam edin, 100-150 mt. sonra KYBYNLAR diye bir yer göreceksiniz. Merdivenlerden çıkın, oturun. Menüye bakın. Kendinizi Türkiye'deymiş gibi hissedeceksiniz. Bir kuzu kıbın söyleyin. Türkçe müzik eşliğinde karnınızı doyurun. Hesabı isteyin, 3-5 kuruş bahşiş bırakmayı unutmayın. Arkanızda bıraktığınız güzel anılarla, yeni maceralara yelken açın. Buyrun size bir Karay videosu:




24 Haziran 2011 Cuma

Litvanya'da Trafik

Geçen ay biz seçim arifesinde AKP'nin "Hayaldi gerçek oldu" temalı reklamlarında kamyon şoförü abimizin 3 geliş - 3 gidiş Bolu Tüneli hikayesini dinlerken,  Litvanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Egidijus Meilunas bir panelde "Orta ve Doğu Avrupa zayıf ulaşım ağı yüzünden geri kalıyor, hızımız çok yavaş. Bu problemi çözmek için bir aksiyon almamız gerekir. Avrupa ortalamasının yarısı kadar demiryolumuz var. Kamyon/yol yoğunluğunda Avrupa Birliği'nin 2,5 kat gerisindeyiz. Bu tüm bölgenin sorunu. Vilnius'tan Varşova'ya kamyonlar 10 saatte gidiyor. 450 kilometre yolu arabayla 7 saatte gidiyoruz. Saatte 50-60 km hız, 21. yüzyıla yakışıyor mu?" gibisinden bir açıklama yaparak, Litvanya'nın kanayan yaralarıdan birine parmak bastı.

Öncelikle bilmeyenler için söyleyeyim, Litvanya dümdüz bir ülke, 50 metre yükseklikteki toprak birikintilerine "tepe" diyorlar. Yani, karayolu ve demiryolu inşaası bakımından oldukça avantajlı. Buna rağmen, Avrupa'nın ve de ülkemizin oldukça gerisinde. Hepi topu Konya'dan azıcık büyük olan ülkede bir yerden bir yere varmak ciddi anlamda sorun, vakit kaybı. Bunun en büyük nedeni ise dar yollar. Genelde yollar tek gidiş, bölünmüş yol oldukça az. (1,650 km normal yol, 300 km otoyol var.) Şehirlerarası yollar, genelde bomboş olsa da, her yere koydukları Elektronik Denetleme Sistemi veya kameralar nedeniyle hız yapmanız oldukça zor. Aman diyim, ilk defa gittiğiniz yollarda köklemeyin gazı. Şehirlerarası hız limiti genelde 90 olsa da, çoğu yerde 70. Hele herhangi bir yerleşim biriminin içinden geçiyorsanız 50'ye düşmeniz gerekiyor. (ki bunu yapın abi.). Ülkede genel olarak uzak-yakın kavramları bizimkinden çok farklı. Mesela benim için uzak 400 km'den başlarken, bir Litvan için 100km. uzak bir mesafe. Selektör'ün anlamı orada da aynı: "Polis, radar, vs. var. Dikkatli ol." Gündüz - gece farketmeksizin, farınız açık olsun. 10 Nisan - 1 Ekim arası yaz lastikleri (çivisiz), 10 Ekim - 1 Nisan arası ise kış lastikleri zorunlu. (zaten kışın normal lastik ile araba kullanmanız neredeyse imkansız. Biliyorum biliyorum bir Türk için trafikte imkansız yoktur.)

Şehir içi trafiğine gelirsek, unutmayın, öncelik her zaman yayalarda. Yani bir yaya geçidi varsa, ve bir yaya geçmek istiyorsa, yayanın geçişine izin vermelisiniz. Hızlı geçmeleri için korna ile falan taciz etmeye kalkmayın insanları, bırakınız sakin ve düzenli yaşamlarına devam etsinler. Kavşaklar ise bir Türk için tam anlamıyla muamma. Tüm ülkede toplasan 5 tane göbek var. Genellikle, şerit ayrımlarıyla dönüşler sağlanıyor. Yani diyelimki sola döneceksiniz, şeritinizin solunda yerinizi alıp, durup, beklemeniz gerekiyor, sonrasında da yol müsaitse geçiyorsunuz. Sakın demeyin ki "bu evrensel bir kural". Evet, evrensel ama ben daha Türkiye'de içten dönmeyen şoför görmedim. Litvanya'daysa içten döneni dövüyorlar, ona göre. Park olayı oldukça rahat. Şehirlerarası yolları daracık olan memleketin, şehiriçinde her sokak bir bulvar. Bazı yerlerde parkomatlar var, fiş almadığı için ceza yiyenini görmedim. Ama siz çarpılmayın. Efendi efendi verin bir kaç Litas, parkedin arabanızı. Buyrun size Litvanya'dan bir trafik videosu:




 

Air Baltic | İnişe Geçiyoruz

Hafta başından beri tüm Baltık'ların en çok konuşulan konusu Air Baltic'dı herhalde. 2010 yılını 18 Milyon Lats (25 milyon Euro) zararla kapatan şirkete ilişkin, Letonya'nın Ekonomi Bakanı Artis Kamparas'ın "her an batabilir" şeklindeki açıklaması, klişe deyimle, deprem etkisi yarattı. Önce Letonya'nın en büyük uçuş arama sitesi flysiesta.lv, sonrasında da Litvanya'nın greitai.lt sitesi Air Baltic uçuşlarını sistemlerinden çıkardıklarını açıkladılar.

Ağustos 1995 tarihinde Letonya hükümeti, SAS ve Baltic International USA şirketlerinin konsorsiyumu olarak faaliyete başlayan şirket, özellikle 2000 yılından sonra gerçekleştirdiği reformlarla, önemli bir büyüme kaydetti. 2001 yılına geldiğinde 1 milyonuncu yolcusunu taşıyan şirket, 5 yıl sonra, yani 2006'da yıl içerisinde 1 milyon yolcu başarısını yakaladı. Geçen yıl taşıdığı yolcu sayısı ise 3 milyonu aşan Air Baltic, bugün Taxi şirketinden tutun da GSM operatörlüğüne kadar bir çok alanda faaliyet göstermektedir. Gün itibarıyla, şirketin % 52,6'sı Letonya hükümetine, %47,2'si ise Baltic Aviation Systems şirketine aittir. Filosunda 34 uçak bulunduran Air Baltic, Riga, Vilnius ve Talinn'den diğer noktalara direk uçuş imkanı vermektedir.

2006 yılında yazdığı 4.3m Lat kar dışında, hemen hemen tüm yıllarını zararla kapatan şirketin normal şartlar altında çoktan kepenk indirmesi gerekirdi. Lakin, Air Baltic, Letonya ve de tüm Baltık'ların amiral gemisi durumunda. Özellikle, Letonya hükümetinin Riga'yı Baltık'ların transfer merkezi haline getirme projeleri de olası bir iflas durumunda yarım kalacaktır. Bu, şu anda Riga Havaalanı'nın işletmesini elinde bulunduran TAV için de istenmeyen bir durum olsa gerek. Öte yandan, 25 milyon Euro zararı yüzünden bir milletin havayolu şirketini kaderine terk etmesi de pek olası bir durum değil gibime geliyor. Ama ekonomi yönetiminin başındaki kişiden böle bir açıklama duymak, tüm kesimlerin dikkatini çekti ve başta tedarikçileri olmak üzere tüm iş ortaklarını tedbir almaya yöneltti. Fatmagül'ün Suçu Ne dizisinde bile koskoca Yaşarhan Holding'in 26 milyon Euro yüzünden batışına gülerken, Air Baltic'in haline şaşmamak elde değil. Geriye dönüp baktığımızda, benzer süreçleri Türk Hava Yolları'nın yaşadığını görebiliriz. Bugün ise THY, dünyanın neredeyse 200 noktasına uçan bir dev haline geldi. Bu hafta Avrupa'nın En İyi Havayolu seçildi. Yabancı arkadaşlarımızın eksiksiz hepsi THY'nın servis kalitesine hayran. Bu tecrübeler ortadayken, Letonya hükümetinin de biraz sabırlı davranmasını temenni eder, bir an önce capital injection ile şirketin üzerinden kara bulutları kaldırmasını dilerim.

Ki burada başka bir noktaya daha değinmek isterim. Air Baltic ile kişisel mazime baktığımda, bu şirketin iğrenç yeşili ve Fokker'ları dışında sevdiğim hiçbirşeyinin olmadığını görüyorum. Bizim Pegasus gibi low-cost (düşük maliyetli) ayağına takılıp, hele ki son zamanlarda, dudak uçuklatan fiyatlama yapmaktadır.. Eskiden 60 EUR'ya uçtuğunuz tek yön IST-VNO'ya şimdi 100 EUR'dan aşağıya fiyat çekmemekte. Bir de sezonda falan uçuyorsanız vay halinize. 15 EUR olan bagaj ücretini, 20 EUR'ya çıkardı. Bu parayı vermeyip de el bagajı taşımaya kalktığınızda, bagajınızı hem check-in esnasında hem de boardingde tartma çingeneliğini gösteriyorlar. Uçağın içerisinde tuvaletler hariç herşey ücretli. Tamam, isterse tuvaletleri de paralı yapsın. Ama, tekrarlıyorum Pegasus gibi RYNAIR olma iddialarında takılıp da, sadece uçak içi hizmetlerde RynAir gibi davranmak, fiyatlamaya gelince THY, Lufthansa ya da Qatar Airways ile yarışmak bana pek etik gelmiyor. Gel gör ki, güzide havayolu şirketimiz THY, dünyada yalnızca Vilnius'a uçmadığı için, bu adamlara mecbur kalıyorduk. Bakarsın şirketin batması bir boşluk yaratır da THY uçmaya falan başlar.

22 Haziran 2011 Çarşamba

Banknot Binası | Office Center '1000'

Litvanya'ya gider de Kaunas'a yolunuz düşerse, bu binayı görmeden dönmeyin derim. Taikos Caddesi 88 numarada yer alan yapı 2005-2008 yılları arasında RA Studija mimarlarından Rimas Adomaitis, Raimundas Babrauskas, Marius Siaurodinas ve Virgilijus Jočys tarafından müşterileri Univesa şirketi için tasarlanmış. 1924 tarihli 1000 Litas'dan esinlenerek tasarlanan binanın yapımında değişik boyutlarda 4500 parça cam kullanılmış. Hali hazırda 10 katlı bir ofis binası olarak, Kaunas'ın mimarisine renk katıyor. Kesinlikle görmenizi tavsiye ediyorum.

21 Haziran 2011 Salı

Litvanya | Alkol Tüketimi

Litvanya İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, 2010 yılında kişi başına düşen alkol 11.3 litreyken, 15 yaş üzeri kişi başına düşen alkol tüketimi ise 13.3 litre olarak gerçekleşti. Bu rakamlar 2009 yılına göre sırasıyla 0.4 ve 0.5% daha fazla. (Türkiye'de 1.4 litre)

2010 yılında, Litvanya'da 9 milyon litre saf alkol üretilmiş. Toplam tüketim bir önceki yıla göre % 14 azalmış olsa da, kişi başına tüketim artmış durumda. Bunun en önemli nedeni ise düşük alkol oranlı içkilere yönelimin artmış olması. 7 milyon litre şarap ve vermut, 42 milyon litre cider ve 292 milyon litre bira üretilmiş. Litvanya'nın nüfusu 3 milyon. Yani neredeyse bir kişi bir yılda ortalama 100 litre bira içmiş demek. (Bu arada İstatistik Kurumu kişi başına düşen alkol litresini, saf alkol olarak hesaplamakta. Mesela 100 litre alkolün, istatistike yansıması 5  -biranın alkol oranının ortalama % 5 olduğunu varsayıyorum).

2010 yılı içerisinde, Litvanya'da alkol fiyatları bir önceki yıla göre % 1.1 artış göstermiş. Bira'nın fiyatı ise % 1.8  azalmış durumda. Bunda piyasaya yeni giren markaların da büyük etkisi var. Zaten bira ithalatı 2009'a göre % 74 artmış durumda. Bira piyasasında büyük oynayıp da, Litvanya pazarına girmeyen marka neredeyse yok diyebiliriz. Canım Efes'imiz de marketler de boy göstermekte. Hatta geçenlerde bir kampanyalarına rastgeldim. 1.20 Lt gibi birşeydi fiyatı. Millet kapış kapış alıyordu. Lakin ben önermiyorum. Rusya'dan geliyor. Türkiye'deki tadı yok. Yerel takılın abi. Svyturys, Utenos, Kalnapilis, Tauras, vs...

Alkole bağlı sağlık sorunlarına ilişkin olarak da Halk Sağlığı Merkezi'nin verdiği bilgilere göre 2010 yılı içerisinde 798 kişi alkolik psikozuyla ilk kez, 1100 kişi ise kronik alkolizm sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvururken, şu an için Litvanya genelinde toplam 55,300 alkolik bulunuyor. Alkole bağlı nedenlerden ise 962 kişi 2010 yılında hayatını kaybetmiş...

İş Denetleme Kurumu'nun verdiği bilgilere göre ise, iş yerlerinde alkole bağlı olarak 38 kaza olurken, bunların 7'si ölümle sonuçlanmış.

Polis Departmanı'nın kayıtlarına göre alkol nedeniyle 528 trafik kazası meydana gelmiş -ki tüm kazaların 7 de 1'i-, 63 kişi ölmüş, 699 kişi de yaralanmış.

Litvanya gerçek manasıyla alkol ile bir savaş içerisinde. Birkaç örnek vermek gerekirse, akşam 10'dan sonra alkol satışı, parkta bahçede alkol tüketimi yasak. Öte yandan, gördüğüm kadarıyla Avrupa'da alkolün en ucuz olduğu ülkelerden birisi. Özellikle ülkemizdeki fiyatları düşünürsek, gerçekten çok ucuz. Maxima, Norfa, İki, bunlar Litvanya'nın en büyük 3 perakendecisi, ve her hafta alkol reyonunda indirimli ürünleri oluyor. Mesela 50 Litasa Jack Daniels, 15 Litasa Martini, 10 Litasa oldukça kaliteli şarap alabiliyorsunuz...

Neyse, efendim, yazımızı sonlandırırken, alkolün sağlığa zararlı olduğunu, alkollü trafiğe çıkmanın geri dönülmez sonuçlar doğuracağı uyarısını da vereyim. Ucuz diye bokunu çıkarmayın yani...Afiyet olsun.

P.S. Diğer ülkelerde durum nedir diye merak eden varsa, şurada konuyla ilgili bir haber var. Aşağıda da Dünya Alkol Kullanım Haritası'nı görebilirsiniz...

20 Haziran 2011 Pazartesi

Litvanya Tarihi

Litvanya tarihi MÖ. 7. yüzyıla dek uzanmaktadır. Bu tarihlerde, Litvan'ların kökeni olarak kabul edilen ilk Baltık kavimleri ortaya çıkmışlardır. 11. yüzyıla kadar, kendi hallerinde kabile hayatı süren bu toplumun ismi, ilk kez 1009 yılında yazılı kaynaklarda Litvanya olarak yer almıştır. (2009 yılında, Vilnius, Avrupa Kültür Başkenti'ydi. Aynı zamanda Litvanya'nın da 1000. yılı kutlanıyordu ülke genelinde). Aynı yıl, Gediminas Tepesi'ne (Gedimino Kalnas) ahşaptan bir kalenin inşa edildiği tarihi kaynaklarda yer alır.

1236 yılında Šiauliai şehri yakınlarında Livonyalı (Baltık Denizi'nin doğu kıyısında yaşayan topluluk) şövalyelere karşı yapılan Saulė Savaşı kazanıldı. Kabile reislerinin de  onayını alan Mindaugas 6 Temmuz 1253 tarihinde Litvanya Kralı olarak tacını giydi. (Halen bu tarih Litvanya'da resmi tatil olarak kutlanır. Kral Mindaugas Günü ve Cumhuriyet Günü). Mindaugas'ın krallığı sırasında Vilnius Katedrali inşa edilmiş olsa da, halkın büyük bir çoğunluğu hala pagandı.

1323 yılında Grand Dük Gediminas, Alman kökenli köylere mektup göndererek, esnaf ve zanaatkarlarını din özgürlüğü garantisiyle Vilnius'a davet etti. 1325 yılında, Gediminas, barışı tesis etmek adına kızı Aldona'yı Polonya Kralı'nın oğluna gelin etti. 1387 yılında Polonya ile imzalanan Krėva Antlaşmasıyla, Gediminas'ın torunu Jogaila, Polonya Prensesi Jadwiga ile evlenerek, Polonya Kralı olmuş ve Polonya-Litvan İmpratorluğu kurulmuştur. Güçlendirilen sınır güvenliğine rağmen, şövalye akınlarının sonu bir türlü gelmemiş, ve 1390 yılında çoğunlukla ahşap mimariye sahip Vilnius şehri yanmıştır. 15 Temmuz 1410 yılında yapılan Grunwald Savaşı'nda (Alman tarihinde Tannenberg, Litvan tarihinde Žalgiris olarak bilinir.) -ki bu ortaçağ Avrupa'sının gördüğü en görkemli savaşlardan birisidir- Cermen Şövalyeler, Jagaila ve Grand Duke Vytautas tarafından komuta edilen ordular tarafından büyük bir yenilgiye uğratılmışlardır. Savaş sonrası genişleyen imparatorluk sınırları 1430 yılında en geniş haline ulaşarak Baltık Denizi'nden Karadeniz'e kadar inmiştir.

Rönesans'ın Litvan kültürüne etkileri 1547 yılında basılan ilk Litvanca kitap ve 1549 yılında kurulan Vilnius Üniversitesi olmuştur. 1572 yılında sonlanan Joagila hanedanlığı, Litvanya'nın politik ve kültürel olarak marjinalleşmesine yol açmış, Lehçe ülkenin resmi dili olurken, 1558-1582 tarihleri arasında Rusya ve İsveç ile yapılan Livonya Savaşları, impratorluğun kaynaklarını tüketmiştir.

18. yüzyıl başlarında, İsveç ve Rus güçleri Vilnius'un kontrolünü ele geçirmeye çalışmış, ve bunların sonucunda Litvanya 1795 yılında Çarlık Rusyası'na katılmıştır. 120 yıl sürecek Rus işgali, 1812 yılında Napoleon'un Moskova'ya yaptığı başarısız sefer sırasında kısa bir kesintiye uğramıştır. Bu sefer sırasında Napoleon'un ordusundan 40 bin asker kıtlık ve aşırı soğuk nedeniyle Vilnius yakınlarında ölmüştür. Çarlık Rusyası'na karşı muhalif güçlerin yuvası olan Vilnius Üniversitesi 1831 Kasım İsyanı'nın ardından kapatışmıştır. Ruslaştırma politikaları Ortodox olmayan kiliselerin kapatılmasıyla devam etmiş, 1864 yılında Litvanca yasaklanmış ve ülke Kuzeybatı Bölgesi olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde, Latin harflerinin yasaklanması, Doğu Prusya'dan kitap kaçakçılığını artırmıştır. 1863 yılında gerçekleşen bir başka ayaklanma, Moskova'dan düzeni yeniden tesis etmesi amacıyla gönderilen "Cellat" lakaplı General Muravyov'un ayaklanma önderlerini astırmasıyla sonuçlanmıştır. Bunca baskı Litvan kültür ve geleneklerinde bir canlanmaya neden olmuş, 1883 yılında Jonas Basanavičius ilk Litvanca gazete olan Aušra'yı (Auszra ya da Türkçe Tan) yayınlamıştır.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgaline uğrayan ülkede, Litvan Meclisi 16 Şubat 1918 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Almanların geri çekilmesinin ardından Polonyalı General Józef Piłsudski, Vilnius ve güneyini kontolü altına almış ve bu işgal 1939 yılına kadar devam etmiştir. Polonya, bu toprakların kontolünü, bölgenin savaş öncesi Polonya-Litvan İmpratorluğu'na ait olduğu savıyla devam ettirmiştir. Kaunas 1940 yılına kadar ülkenin geçici başkenti olmuştur. İki savaş arasında geçen bu sürede Litvanya milliyetçi diktatör Antanas Smetona tarafından yönetilmiştir.

23 Ağustos 1939 tarihinde Stalin ve Hitler arasında yapılan ve Avrupa'nın Hitler Almanyası ve Sovyet Rusya arasında pay edilmesini sağlayan gizli Molotov-Ribbentrop antlaşması, Litvan bağımsızlığının da sonunu getirmiştir. 1941-1944 tarihleri arasında Naziler ve onların Litvan iş birlikçileri 200 bin Litvan Yahudisi'ni katletmiştir. (Bu rakam toplam Litvak'ların -Litvan Yahudileri- % 94'ü). -Bundan dolayı hala Litvanlar suçlanmakta ve Yahudi troykasının hedefi haline gelmektedir. Neredeyse 300 yıl işgal altında kalan bir ulusu, üç-beş kendini bilmezin yüzünden soykırım ortağı olarak ilan etmek, Ruslara ve Almanlara karşı isyanlarda hayatını kaybeden, Sibirya'ya sürülen Litvan'lara büyük haksızlık olacaktır.- Kızıl Ordu'nun dönüşü ise 7 Temmuz 1944 tarihinde Litvanya'nın SSCB'ye katılmasıyla sonuçlanmış ve 1940 öncesi başlayan Sibirya'ya sürgün politikası 250 bin Litvan ile devam ettirilmiştir. Bunlara karşın, Litvan partizanlar (Orman Kardeşleri ya da Litvanca ismiyle Miško Broliai), 1953 yılına kadar gerilla savaşını sürdürmüşlerdir. Rus işgaline karşı protestolar durmadan devam etmiş, 14 Mayıs 1972 yılında 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Romas Kalanta kendini yakmış ve hayatını kaybetmiştir.

1988 - 3 Haziran'da entelijansiyanın 500 temsilcisi tarafından Litvanya reform hareketi Sąjūdis kurulmuştur. Yine aynı yılın 23 Ağustos'unda Molotov-Ribbentrop Antlaşması'nın 49. yılını protesto etmek amacıyla Vilnius'ta 250 bin insan bir araya geldi. 7 Ekim'de de Gediminas Kalesi'nde Litvan Bayrağı dalgalanmaya başlandı.

1989 - 16 Şubat'ta Litvan Bağımsızlık Günü kutlandı. 23 Ağustos'ta 2 milyondan fazla Litvanyalı, Letonyalı ve Estonyalı vatandaş, Molotov-Ribbentrop Antlaşması'nın 50. yılını protesto etmek amacıyla Tallinn'den Vilnius'a 650 kilometrelik bir insan zinciri oluşturdular (Baltijos Kelias).

1990 - 11-13 Ocak tarihlerinde Mikhail Gorbachev'in Vilnius'a yaptığı ziyaret sırasında bağımsızlık yanlısı 300 binden fazla gösterici Gorbachev'e "Holgeldiniz(!)" dedi. 1940'dan bu yana yapılan ilk serbest seçimlerde, bağımsızlık yanlısı Sąjūdis'in adayları çoğunluğun oyunu aldı. 11 Mart 1990 tarihinde, Yüce Konsey (yani şimdiki Parlemento, Litvanca adıyla Seimas) Litvanya'nın bağımsızlığını ilan etti ve Rus kuvvetlerinden geri çekilmelerini istedi. Dr. Vytautas Landsbergis, Meclis Başkanı olarak seçildi. 17 Nisan'da Moskova, Litvanya'ya karşı ekonomik abluka başlattı.

1991 - 13 Ocak'ta Sovyet kuvvetleri Parlemento Binası'na başarısız bir saldırıda bulundu. Dışarıda toplanan kalabalık, askerlerin meclise girişine engel olarak, vekillerin güvenliklerini sağlasalar da, Televizyon Kulesi'nde 14 sivilin ölmesi engellenemedi. 12 Şubat'ta İzlanda, uluslararası platformda Litvanya'yı tanıyan ilk ülke oldu. 31 Temmuz'da Medininkai'de sınır kontolü yapan koruma ve polislerden 7 tanesi Sovyet Özel Kuvvetleri'nce katledildi. 21 Ağustos'ta Sovyet kuvvetleri Ocak ayından bu yana işgal ettikleri binalardan çekilmeye başladılar. Vilnius Lukiškių Caddesi'ndeki Lenin heykeli yerinden söküldü. İsveç, Vilnius'ta temsilcilik açan ilk batılı devlet oldu. 17 Eylül'de, 3 Baltık ülkesi, Birleşmiş Milletler'e yeniden kabul edildiler.

1992 - 8 Şubat'ta, Litvanya 1928'den bu yana ilk kez kendi bayrağıyla Fransa'daki Kış Olimpiyatları'na katıldı.

1993 - 25 Haziran'da, Litvanya'nın bağımsızlık öncesi para birimi Litas yeniden kullanıma sunuldu. 31 Ağustos'ta son Rus askeri de Litvanya'yı terk etti. 4-8 Eylül 1993 tarihleri arasında Papa II. Jean Paul ülkeyi ziyaret etti.

1994 - Aralık ayında, Vilnius Old Town (Eski Şehir), Unesco Dünya Miras Listesi'ne alındı.

1998 - 4 Ocak'ta, 1944 yılında Litvanya'dan kaçan, ve Chicago'daki Çevre Koruma Ajansı'nda üst düzey yetkili olarak görev yapan Valdas Adamkus cumhurbaşkanı olarak seçildi. 21 Aralık'ta Avrupa Birliği'nden gelen uluslararası baskılar neticesinde Meclis, ölüm cezasını kaldırdı.

1999 - 13 Aralık'ta, Avrupa Birliği ve Litvanya arasında 2004 yılında sonuçlanması planlanan müzakere süreci başlatıldı.

2000 - Sidney Olimpiyatları'nda, Litvanya 2 altın ve 3 bronz madalya kazanırken, basketbol takımı finalde Amerikan Dream Team'e bir kaç sayı ile kaybederek altın madalya şansını kaybetmiştir.

2001 - 23-27 Haziran tarihleri arasında Dalai Lama, Vilnius ve Kaunas'ta birçok yeri ziyaret etti.

2002 - 2 Şubat'ta Litas, Avrupa Birliği üyelik süreci dolayısıyla, Euro ve Dolar'a sabitlenirken, 9 Ekim'de AB üyeliğine, 22 Kasım'da ise NATO üyeliğine kabul edildi. (müzakereler sonuçlandırıldı).

2003 - 5 Ocak'ta yapılan seçimlerde Adamkus koltuğunu sağ kanat temsilcisi Ronaldas Paksas'a bıraktı. 10-11 Mayıs tarihlerinde yapılan referandumda Litvan halkı Avrupa Birliği'ne "Evet" dedi.

2004 - Ocak-Nisan ayları arasında Cumhurbaşkanı Paksas hakkında çıkan söylentilerin ardından, Paksas Litvan anayasası ve yeminine karşı gelmekten suçlu bulundu. (Bir Rus işadamına rüşvet karşılığı vatandaşlık vermek). 2 Nisan ve 1 Mayıs'ta, Litvanya sırasıyla NATO ve AB'ye tam üye oldu. 27 Haziran'da 77 yaşındaki Adamkus, yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanının korumlarından biri olan Virgilijus Alekna Temmuz ayında düzenlenen Atina Olimpiyatları'nda disk atmada altın madalya kazandı. 31 Aralık'ta , Ignalina Nükleer Santrali'ndeki iki Rus yapımı RBMK reaktörlerinden birisinin çalışması durduruldu.

2005 - 13 Aralık'ta Paksas, hakkındaki suçlamalardan aklandı. (tabi bu süreç içerisinde NATO ve AB üyelikleri tamamlanmış, nükleer tesisler kapatılmaya başlamış, Amerikan yörüngesindeki Adamkus tekrar başkan seçilmişti. Apaçık biçimde Batı'nın Litvanya'yı Rus etkisinden arındırma projesi Paksas etkisi de ortadan kaldırılarak başarıyla sonuçlandırılmış oldu.)

2006 - 16 Mayıs'ta Litvanya, Avrupa Birliği ülkeleri arasında Euro'ya kabul edilişi reddedilen ilk ülke oldu. (yüksek enflasyon nedeniyle) 13 Mayıs'ta Başbakan Algirdas Brazauskas ve koalisyon hükümeti, kabinedeki iki bakanın yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etti.

2007 - 28 Kasım'da Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus, European Voice gazetesi tarafından Yılın Avrupalısı ödülüne layık görüldü. 21 Aralık'ta Litvanya, Schengen Bölgesi'ne dahil oldu.

2008 - Haziranı ayında, Nazi ve Sovyet sembolleri yasa dışı ilan edildi. Ağustos'ta Çin'de düzenlenen Pekin Olimpiyatlar'ında halkın gözü basketboldayken Edvinas Krungolcas ve Andrejus Zadneprovskis pentatlonda sırasıyla gümüş ve bronz madalya kazandılar.

2009 - Litvanya, isminin ilk kez yazılı metinlerde yer almasının 1000. yılını kutladı. 17 Ocak'ta ülkenin milli havayolu flyLAL 90 milyon Lt borcuyla batarken, 12 Temmuz'da, Demir Lady lakaplı Dalia Grybauskaitė, ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olarak seçildi. 31 Aralık tarihinde Vilnius kötü geçen Avrupa Kültür Başkentliği serüvenini tamamlarken, Ignalina Nükleer Santrali de faaliyetlerini sonlandırdı.

2010 - 11 Mart'ta Sovyet'lerden kazanılan bağımsızlığın 20. yılı kutlandı. 19 Mayıs'ta, Klaipėda'da bir mahkeme Gamalı Haç'ın, Nazi sembolü değil Litvan mirası olduğu gerekçesiyle kullanımını serbest bıraktı. 26 Haziran'da Litvanya'nın komünist rejim altındaki son Sekreteri ve bağımsız Litvanya'nın ilk cumhurbaşkanı Algirdas Brazauskas kansere yenik düştü. 12 Eylül'de ülkemizde düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Litvanya, Sırbistan'ı 99-88 yenerek bronz madalyanın sahibi oldu.

19 Haziran 2011 Pazar

EuroBasket Women | Türkiye 58 - Litvanya 64

2011 FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası’nın ilk gününde Litvanya ile karşılaşan Milli takımımız, çok kötü başladığı karşılaşmada son bölümde toparlandı fakat bu performans galibiyet için yeterli olmadı. Farkın bir ara 17 sayıya kadar çıktığı karşılaşmanın son bölümünde üç kısalı beşle oyuna tutunan ve farkı tek haneye çeken Potanın Perileri, özellikle son bölümde rakipten ziyade zamanla savaştılar. İlk yarıdaki kötü performansımızı 15 civarı bir farkla cezalandıran Litvanya da maç boyunca bu avantajını koruyarak parkeden 64-58 galip ayrıldı ve turnuvaya galibiyetle başlamış oldu.



Türkiye (58): Tuğba Palazoğlu 4 (2 ribaund- 2 asist), Seda Erdoğan, Birsel Vardarlı 6 (3 ribaund- 2 asist), Nevin Nevlin 4 (4 ribaund- 2 asist), Gülşah Akkaya, Işıl Alben 6 (3 ribaund), Nevriye Yılmaz 17 (3 ribaund- 1 asist), Yasemin Horasan 4 (4 ribaund), Şaziye İvegin 15 (5 ribaund- 4 asist), Bahar Çağlar 2 (5 ribaund- 1 asist)

Litvanya (64): Milda Sauliute (3 ribaund- 1 asist), Marina Solopova 5 (2 asist), Ausra Bimbaite 10 (4 ribaund- 2 asist), Agne Abromaite 9 (5 ribaund- 1 asist), Rima Valentiene 6 (1 ribaund- 1 asist), Gintare Petronyte 15 (6 ribaund- 1 asist), Giedre Paugaite 2 (1 ribaund), Sandra Linkeviciene 11 (8 ribaund- 3 asist), Egle Sulciute 6 (4 ribaund- 2 asist)

18 Haziran 2011 Cumartesi

EuroBasket 2011 | Official Song

Litvanya'da bu yazın sonunda düzenlenecek turnuvanın resmi şarkısı da belli oldu. Marijonas, Mantas ve Mia üçlüsünün seslendirdiği şarkı ve klibi aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Liriklerse videodan sonra:






I feel it coming
From my head to my feet
I see the people going crazy on the streets
Tonight
Let me take you for a holiday, that you won’t forget
(for a holiday you will not forget)

And if you’re ready
For a foreign affair
The drums are beating
And the flags are rising up into the air
(Aidi aidi)
You don’t miss it boy, if you hate regrets

So Gimme a high five
For now is the time to celebrate
Time for a game
Time for a fame
Time for a marching parade
We’re kicking a party
And I know it’s just gonna be great
Time for a game
Time for a fame
Time for a marching parade
Joy parade

I don’t care what your name is
I don’t give a damn what your team is
Let’s make some noise start shaking the hall
Celebrate celebrate basketball

Who’s gonna cry about losing
Raise your glass it’s time for a bruising
Let’s raise some hell start breaking the walls
Celebrate celebrate all night long

Hey, can you see
Fireworks in the sky
Hey, do you feel
We beat the drums the flags are flying high
I wanna scream from the top of my lungs
That i’ll be there
Yes we”ll be there


EuroBasket ile ilgili diğer haberlere ise bu linklerden ulaşabilirsiniz:

http://litvanya.blogspot.com/p/eurobasket-2011.html

http://litvanya.blogspot.com/2011/02/eurobasket-2011.html

http://litvanya.blogspot.com/2010/11/2011-avrupa-basketbol-sampiyonas.html

15 Haziran 2011 Çarşamba

Litvanya'da Fiyatlar

Son zamanlarda, Erasmus'a gidecek arkadaşların da bütçelerini oluşturmaya çabalamalarının etkisiyle de, bu konuyla ilgili çok soru almaya başladık. Dilimiz döndüğü kadarıyla, Litvanya'da yaşamın maliyetini aktarmaya çalışalım.

Öncelikle şunu söyleyeyim, Litvanya ile Türkiye'de fiyatlar paralel. Aradaki tek fark kur. Yani, Litvanya'da bir mekanda içeceğiniz bira 6 Litas iken Türkiye'de de bu civarlarda. Ama bizim paramız Litas'tan bir buçuk kat daha değerli olduğu için, TL kazanıp, LT harcayan biri için Litvanya Türkiye'ye göre bir buçuk kat daha ucuz diyebiliriz.

Önce konaklamaya bakalım. Otel fiyatlarını falan es geçiyorum. Kiralardan bahsedersek, Vilnius'ta 2 kişinin paylaşabileceği oldukça eski bir dairenin fiyatı 600 Litas'tan başlıyor. Binası oldukça eski, içi dekore edilmiş bir daire ise 800-900 Litas. Yeni bina bulmanın oldukça güç olduğu şehirde, bu tür evlerin fiyatları ise 1200 Litas civarında. Kiranın dışında, en önemli gider kalemi şüphesiz ısınmadır. Özellikle kış aylarında 400 Litas ödeyeceğiniz aylar olacaktır. Planlamanızı lütfen buna göre yapın. Elektrik & su içinse 100 Litas ödersiniz. İnternet, Dünya'nın en hızlılarından biri olup, aynı zamanda en ucuzu neredeyse. 30 Litas'a, cillop gibi bağlantı satın alabilirsiniz.

Gelelim ulaşıma. Yine Vilnius için konuşursak, otobüs bileti, içeride şoförden aldığınız zaman 2.5 Lt, kiosklardan alırsanız % 20 daha ucuz. Haftaiçi geçerli aylık paso 75 Lt, haftasonu da dahil geçerli olan 85 Lt. Şehirlerarası ulaşımsa Türkiye'den biraz farklılık gösteriyor. Ortalama 1 saat yol için 15 Litas ödüyorsunuz.

Marketlerde meyve & sebze fiyatları Türkiye'ye göre biraz yüksek. Diğer ürünler ise, hemen hemene aynı, yani 5 Lira'ya aldığını tuvalet kağıdı orada 5 Lt. Et Türkiye'ye göre oldukça ucuz. Hele bir de domuz falan yiyorsanız, proteine boğarsınız kendinizi.

Restaurant, cafe, bar, vs. gibi yerlerdeki fiyatlara gelirsek. Mc Donalds, KFC falan Türkiye'deki menu fiyatlarıyla aynı. Ama ben oraya gitmişken, buralara gitmenizi tavsiye etmem. Litvan'ların kendi fast-food zincirlerine takılın. (Cilli, Forto Dvaras, Pizzeria, Can Can, vs.) Yazının başında söylediğimiz gibi, bira 6 Lt. (Ben şu ana kadar bu tip orta sınıf mekanlarda en pahalı birayı Broadway diye canlı müzik yapan bir mekanda içtim, o da 8 - 10 Lt.). Büyük boy margarita pizza, 10 Litas, ama içerisinde birşeyler daha olsun isterseniz 20 Litas. Beef steak'ler 25 Litas.

Durumlar böyle...Derinlere inip, süt fiyatı falan merak eden arkadaşlarımız olursa, onlara ayrıca yardımcı oluruz. Burada yazanların dışında tecrübeleriyle bizi aydınlatacak arkadaşların da yorumlarını bekleriz.

Haa unutmadan, bahşiş Litvanya'da geçerliliğini hala korumakta, ödediğiniz hesabın % 10 unu bahşiş olarak bırakmakta beis görmeyin de çalışanlar da sebeplensin.